İslami Finansal Araçların Çeşitlendirilmesi
1
YÖNETİCİ ÖZETİ
Dünyada yaşanan ekonomik zorluklara rağmen, son on yılda küresel İslami finans sektörü
istikrarlı ve nispeten hızlı bir şekilde büyümüştür. Bu zorluklar arasında enerji fiyatlarındaki düşüş,
jeopolitik çatışmalar ve aralarında Türkiye, Malezya ve Endonezya’nın da bulunduğu birçok önemli
İslami finans piyasasında döviz kurunda yaşanan değer kayıpları ile gelişmekte olan piyasalarda
aşırı boyutlardaki varlık tasfiyesi yer almaktadır. Bu rapor, farklı ülkelerde yaygın olarak kullanılan
farklı araç ve ürünleri ele alması hasebiyle, İslami finans sektörüne dair araştırmaları bir adım ileri
taşımaktadır.
Raporda, analizde kolaylık sağlaması açısından İslami finans sektörü üç temel bileşene ayrılmıştır:
İslami bankacılık, İslami sermaye piyasaları ve İslami sigorta veya tekâfül. Bugün, İslami finans
sektörü gerek İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerinde gerekse İİT dışı ülkelerde önemli bir yere sahiptir.
Bu üç segmentte mudârebe, müşâreke, icâre, vekâlet, selem, istisna, karz-ı hasen gibi yapılara ve
azalan müşâreke, vekâlet- vakıf gibi hibrit yapılara dayanan farklı ürünler kullanılmaktadır.
Bu araştırmada vaka çalışması olarak Arap, Asya ve Afrika gruplarını kapsayan on farklı ülke
seçilmiş olup İslami finansın her üç segmentine ilişkin farklı finansal araçlar, en iyi uygulamalar ve
mevcut zorluklar incelenmektedir.
Bölüm 2’de ortaya koyulduğu gibi, son birkaç yılda İslami finans ve bankacılık sektöründe yaşanan
yüksek büyümeye rağmen, sektör şu anda ürün çeşitlendirmesi konusunda önemli zorluklarla
karşı karşıyadır. Bunlar arasında beşerî sermaye eksikliği, bölgeler arasında Şer’i uygulamaların
uyumlulaştırılması, finansal yenilik ve zorluklara yönelik mevzuatın gelişimi, müşteri ve toplum
bilincinin yetersiz oluşu, risk paylaşımının desteklenmesi, daha iyi finansal tabana yayılma için
daha fazla ürün yeniliği, finansal teknolojilere uyum vs. bulunmaktadır.
Nijerya’da İslami finans sektörü (Bölüm 3.1) yüksek büyüme potansiyeli vadetmekle birlikte,
gelişim için daha oturmuş bir yapıya ihtiyaç duymaktadır. Karz-ı hasen, murabaha, mudârebe
ve icâreye (kira sözleşmesi) dayalı çeşitlendirilmiş ürünler hâkimdir. Verilen tavsiyeler arasında
daha iyi ürün geliştirmeye ve çeşitlendirmeye yönelik uzmanlaşmış beşerî kapasite geliştirme
programları düzenlenmesi, İslami finans kurumları (İFK’lar) için ayrı bir hukuki çerçeve geliştirilmesi,
düzenleyici kurumlar tarafından İslami finansal mühendislik eğitim programı düzenlenmesi (daha
iyi ürün geliştirme için) ve düşük gelir gruplarını hedefleyen daha cazip ürünler geliştirilmesi yer
almaktadır.
Endonezya’da (Bölüm 3.2) İslami bankacılık ancak 1990’lı yıllarda başlamıştır. Dünyadaki en
büyük Müslüman nüfusa ve küresel büyüme açısından potansiyel vaat eden bir İslami bankacılık
piyasasına sahip olmakla birlikte, Endonezya için İslami Finansal Hizmetler Kurulu (IFSB) ve
İslami Finans Kurumları Muhasebe ve Denetim Organizasyonu (AAOIFI) tarafından geliştirilen
uluslararası finansal standartlar gibi standartlara daha fazla uyum sağlanması tavsiye edilmektedir.
Endonezya’da İslami bankacılığa egemen olan yapılar murabaha finansmanına dayanmaktadır ve
reel ekonomik sektörlerin gelişimini desteklemek için İFK’ların risk paylaşımı prensibine dayalı öz
sermaye finansmanı sunmalarının teşvik edilmesi tavsiye edilmektedir.
Pakistan’da (Bölüm 3.3) İslami bankacılık 2003 yılında başlamış olmasına rağmen, İslami finans
sektörüne egemendir ve geleneksel bankacılık sektörü ile kıyaslandığında istikrarlı ve etkileyici bir
şekilde iki haneli büyüme oranlarını yakalamıştır. Ancak, azalan müşâreke ve murabahaya dayalı
finansman ürünlerinin hâkim olduğu tüketici finansmanı piyasasında etkileyici bir paya sahip
olmasına rağmen, öz sermayeye dayalı ürünlerin daha fazla teşvik edilmesi ve altyapı gelişimi,