İslami Finansal Araçların Çeşitlendirilmesi
2
küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ), tarım ve kurumsal proje finansmanında Şer’i
uyumlu finansmanın artırılması gerekmektedir. Ayrıca, İslami bankacılık kurumlarının (İBK) likidite
yönetimi için Şer’i uyumlu daha fazla menkul kıymete ve daha fazla retekâfül (İslami reasürans)
şirketine ihtiyaç bulunmaktadır.
Bölüm 3.4’te, İslami bankacılığın yüzde 100 oranına ulaştığı yalnızca iki İİT üyesi ülkeden biri
olan Sudan üzerine odaklanılmaktadır. Murabaha, müşâreke ve mukâvele sözleşmeleri İslami
bankacılık ürünlerine egemendir. Ayrıca Devlet Müşâreke Senetleri, Devlet Yatırım Senetleri,
Merkez Bankası İcâre Senetleri gibi sabit getirili sukuk (faizsiz bono) ürünleri ve Şer’i uyumlu öz
sermaye varlıkları sermaye piyasasına hâkimdir.
Türkiye’de (Bölüm 3.5) İslami bankaların (Katılım Bankaları) payı ve sukuk ihraçlarının hacmi
önemli ölçüde artmıştır. Ancak murabahaya dayalı bankacılık ürünleri piyasaya egemendir ve yerli
kurumsal sukuk ihraçları sınırlıdır. Ayrıca, tekâfül ürünleri için önemli bir potansiyel mevcut olsa
da, piyasada tekâfül yalnızca sınırlı bir mevcudiyete sahiptir.
Bangladeş’te (Bölüm 3.6), AAOIFI ve IFSB tarafından yayımlanan uluslararası standartlara uygun
şekilde İslami bankacılığın ve İslami sermaye piyasası araçlarının sorunsuz bir şekilde geliştirilmesi
adına İslami finansal mimariyi yeniden tasarlamak için kapsamlı bir İslami Finansal Sektör
Reform Programı’nın hayata geçirilmesi tavsiye edilmektedir. Bangladeş’teki tekâfül şirketlerinin,
fonlarının yüzde 30’unu hükümetin ihraç ettiği menkul kıymetlere yatırmaları zorunludur. Ancak
Merkez Bankası tarafından ihraç edilen İslami devlet yatırım tahvilleri geleneksel piyasadan çok
daha az getiri sağladığından, bu düzenleme tekâfül firmalarının üstesinden gelmesi gereken bir
başka zorluk olarak ortaya çıkmaktadır.
Umman (Bölüm 3.7) İslami bankacılığa nispeten geç (2012) yönelmiş olsa da bu segment
hâlihazırda yüzde 10,2 seviyesinde etkileyici bir pazar payına ulaşmıştır. Sektöre yeni giren bu
ülke, ürünlerin ihtiyatlı, yavaş ve iyi planlanmış şekilde kademeli tasarımı yoluyla güçlü bir risk
paylaşım altyapısını kurma potansiyeline sahiptir. Tekâfül sektörü başlangıç aşamasındadır ve
yasal ve düzenleyici kurumların İslami finans ürünleri konusunda daha fazla bilgi sahibi olmaları
gerekmektedir.
Malezya’da (Bölüm 3.8) İslami sermaye piyasası, İslami bankacılık ve tekâfül sektörü yüksek
derecede ürün çeşitlendirmesinin sağlandığı kapsamlı bir yapıya ve çok etkileyici bir İslami sermaye
piyasaları segmentine ulaşmıştır; ancak KOBİ’lere daha fazla ürün ve varlık yönetimi hizmetleri
sunulabilir. Tekâfül sektöründe tüketiciye daha fazla koruma sağlanabilir ve her üç segment de
daha kapsamlı finansal teknoloji çözümleri ile gelişim kaydedebilir.
Uzmanlaşmış İFK’lar vegüçlüdevlet desteği ileBahreyn (Bölüm3.9) küresel İslami finans piyasasında
önemli bir merkez haline gelmiştir, ancak ülkede finansal teknolojilere dayalı platformlardan ve
Şer’i uyumlu pazarlama stratejilerinden daha fazla faydalanılması da mümkündür.
Bölüm 4’te İİT ülkelerinde ve İİT dışı ülkelerde İslami finans ürünlerinin daha iyi bir şekilde
çeşitlendirilmesine yönelik politika tavsiyeleri açıklanmaktadır. İslami finansal mimari, geleneksel
finans yapılanmasından farklıdır; İslami finansal mimaride daha çok bankacılık ve varlık yönetimi
hizmetleri sunan bir aracı kurum olmaya odaklanılmaktadır. Mevcut durumda uygulanan İslami
finans modeli, geleneksel finansman yapısını kopyalamaya odaklandığından, İslami bankacılık
sektörünün büyümesini kısıtlamaktadır. İslami bankacılığın karşı karşıya olduğu ve politika
yapıcılar tarafından ele alınması gereken zorluklardan bazıları ağırlıklı olarak yapısal hususlardan
kaynaklanmaktadır. Bu yapısal sorunlar; borca dayalı araçların yaygınlığı ve genelde öz sermaye